Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | barış anlaşması | peace deal i. | ||
The OAU is doing its best to broker a peace deal there. Afrika Birliği Örgütü orada bir barış anlaşmasına aracılık etmek için elinden geleni yapıyor. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | barış anlaşması | peace settlement i. | ||
Only when a comprehensive peace settlement has been signed may relations between the EU and Sudan be normalised. Ancak kapsamlı bir barış anlaşması imzalandığında AB ile Sudan arasındaki ilişkiler normalleşebilir. More Sentences |
||||
Military | ||||
Askeri | barış anlaşması | amicable agreement i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Politics | ||
Siyasal | kolombiya barış anlaşması | colombia peace deal i. |